İngiltere’nin Durham kentinde bir çiftliği ziyaret eden At Derneği üyeleri çamurun içinde yatan ölü atın yaşadığını fark ettiler, sonrası bir mucize.
İngiliz At Derneği üyeleri Durham, İngiltere’de bulunan bir çiftliğe gittiler, burada karşılaştıkları bir manzara akıllara durgunluk verecek cinsten. Çamurun ve pisliğin içinde yatan, zayıf, hasta görünüşlü bir atın ölmüş olduğunu düşündüler. Ancak biraz daha yakından bakınca atın nefes alıp verdiğini fark ettiler. Atın durumunun bugüne kadar gördükleri en kötü hayvan ihmali olduğunu söyleyen dernek üyeleri hemen gerekli yerleri arayarak ata müdahale edilmesini sağladılar. Heidi isimli atın bundan sonra yaşadıkları adeta bir mucize gibi.

Çamurun İçinde Yatan ‘Ölü’ Atın Yaşadığı Ortaya Çıktı
Hayvan barınağı gönüllüsü Wendy Suddes durumu şöyle özetliyor: “Atın sahibi derneğe ulaşıyor ve ölmüş olan atı gelip almalarını istiyor. Dernek yetkilileri çiftliğe vardıklarında atın aslında ölmemiş olduğunu, ancak son derece kötü bir vaziyette ölümü beklediğini görüyorlar.”
Here4Horses isimli yardım kuruluşu yaşanan olayı sosyal medya hesabında şöyle anlatıyor
“Nisan 2018’de gönüllülerden gelen bir telefon üzerine, İngiliz At Derneği (BHS) üyeleri Durham, İngiltere’de bir çiftliğe gittiler. Üyelerin ilk gördüğü şey gerçekten korkunçtu, çamurun ve pisliğin içinde ölmüş bir at yatıyordu. Ancak biraz daha yakından baktıklarında atın aslında ölmemiş olduğunu fark eden dernek üyeleri şoke oldular ve vakit kaybetmeden yardım çağırdılar. Heidi isimli atın bu andan sonra yaşadığı her şey videoya çekildi, ancak Heidi’nin durumu bugüne kadar gördüğümüz en kötü ve korkunç hayvan ihmallerinden biriydi. Heidi asla vazgeçmedi, her zaman savaşçı ve mücadeleci oldu. Böyle bir ruha sahip Heidi’nin iyileşeceğinden hiçbirimizin şüphesi yoktu.”
Atı kurtarmak için gelen ekip ona bir şans verilmesi gerektiği görüşünde birleştiler.
Heidi’nin ayağa kalkamayacağı veya yürüyemeyeceği değerlendirildi. Wendy, “İlk günler çok zordu, Heidi ciddi manada güçten düşmüştü ve çok zayıftı. Kan protein değerleri çok düşüktü ve plazma nakli yapılması gerekiyordu.” Heidi’nin tek başına ayakta durabilmesi için 5 hafta sürenin geçmesi gerekti.
Kan değerleri çok kötü olduğu için Heidi’ye derhal plazma nakline başlandı.
Sağlıklı atlardan temin edilen litrelerce kan ve plazma Heidi’ye nakledildi.
Tedavi sürecinde Heidi’ye, daha fazla zarar görmemesi için özel yapım elbiseler giydirildi. Ancak gösterilen tüm çabaya ve özene rağmen Heidi’nin tedavi süreci bir hayli zorlayıcı geçti. Wendy, “Heidi’nin vücudunda çok dazla yara, kurt, parazit ve enfeksiyon vardı. Heidi’nin çayırlarda özgürce koşabilmesi için aylara ihtiyacı olduğunun farkındaydık.” şeklinde konuşuyor. Ancak Heidi inatçı ve mücadeleci bir hayvan olduğunu belli ediyordu, tedavi eden ekibin onun iyileşeceğinden hiç şüphesi yoktu.
Acil müdahalelerin ardından Heidi’nin uzun soluklu tedavisine geçildi. 
Wendy, Heidi’nin durumunun yılda en fazla bir veya iki kere görülebilecek olan aşırı ihmal ve kötü muameleden kaynaklandığını belirtiyor. Wendy, “Yine de böylesine zarar görmüş ve hasta hayvanları bugüne kadar çok kez gördük, bu hayvana yönelmiş bir zalimlik ve istismar, ancak sahip olduğumuz bilgi ve birikimle Heidi’nin ihtiyacı olan her şeyi karşılayabilecek durumdayız.” şeklinde konuşuyor.
Neyse ki Heidi’nin yaraları iyileşmeye başlıyor.
Ve haftalar sonra Heidi yavaş yavaş ışıldamaya, güzelliğini göstermeye başlıyor. Gösterilen ilgi ve uygulanan tedaviler sonuçlarını vermeye başlıyor ve Heidi her geçen gün daha iyiye gidiyor.